Allah ahireti içimize koymuş
- ibrahim celik
- 15 May
- 2 dakikada okunur
Allah ahireti içimize koymuştur. Şöyle ki; dünyada istisnasız bütün insanların içinde, iyi ve güzel şeyler yapanları teşekkür ederek ödüllendirmek, kötü şeyler yapanları da cezalandırmak eğilimi vardır. “Ahirete inanmıyorum” diyen insanlar da bunu dahildir. İşte bu, fıtrattır.
Ahiret hayatı dediğimiz şey ise, Allah’ın iyileri ödüllendirmesi kötüleri cezalandırmasından başka bir şey değildir.
Peki, bizler sosyal hayatta iyileri ödüllendirip kötüleri cezalandırmayı son derece makul ve doğal bulurken Allah aynı işi “Ben ahirette yapacağım” dediğinde neden son derece doğal karşılamıyoruz? Bunu kabullenmemek büyük bir çelişki değil midir?
Ancak buradan şu ortaya çıkıyor: Demek ki Allah ahireti içimize koymuş. Ama biz düşünmeden yaşadığımız için bu gerçeği göremiyoruz, körüz. Bu körlük sadece düşünmemekten kaynaklanıyor. Bu demek oluyor ki; tabir yerindeyse Allah bizi yaratırken hamurumuzu ahiretle yoğurmuş. Fakat bizim kendimizden haberimiz yok.
Ayrıca biri gözümüzün önünde başkasına haksızlık yapsa ve ardından başına bir bela gelse, bize haksızlık yapmamış olsa bile, “Oh olsun” diyerek seviniriz ve az önceki öfkemiz yerini rahatlamaya bırakır. Bu, fıtrattan gelen “oh olsun” refleksi bile fıtrattaki ahiret inancının dışa vurumudur. Dil istediği kadar inkâr etsin, fıtrat yapılan işlerin karşılıklarının verilmesini (din gününü) onaylıyor.
“Geceleyin sizi öldürür gibi uyutan, gündüzün ne çeşit işlerde bulunacağınızı bilen O’dur. Sonra sizi gündüz olunca dirilten (uykudan uyandırandır)dir. Mukadder olan ölümünüze kadar bu böyle gider. Ölümden sonra da varıp duracağınız yer O’nun huzurudur. Sonra ne yaptıysanız hepsini size haber verir.” (Enam 60)
“Allah ölümleri esnasında ruhları alır. Ölmeyeninkini de uykusunda alır. Hakkında ölümüne hükmettiği kimselerin ruhlarını tutar, diğerini ise belli bir süreye kadar salıverir. Muhakkak bunda iyice düşünen kimseler için deliller vardır.” (Zümer 42)
İstisnasız her insan her gün en az bir kez uyur ve uyanır. Yukarıdaki ayetlerin ifadesiyle iyice düşünen kimseler için bunda deliller vardır. Nedir buradan alacağımız ders?
Ayetlerin ifadesiyle biz uyuduğumuzda Allah bizim ruhlarımızı alıyor. Yani ruh bedenden ayrılıyor. Bilindiği gibi, biz ölünce de ruhlarımız bedenlerimizden ayrılıyor.
Demek ki uyuyunca bir nevi ölüyoruz. Yani her uyku bir ölümdür. Bu yüzden uyku ölümün kardeşidir demişler.
Uyuyan kişinin ölümü gelmişse Allah onun ruhunu bir daha salmıyor, tutuyor. Eğer uyuyan kimsenin henüz ölüm vakti gelmemişse eceli tamamlanıncaya kadar Allah onun ruhunu tekrar salıyor ve o kimse uyanmış oluyor. Bu şekilde her uykudan uyanışımız bir diriliş oluyor.
Kısacası her gecemiz bir ölüm, her sabahımız bir diriliştir.
Ahiret hayatı dediğimiz şey öldükten sonra diriliş olduğuna göre yukarıdaki izahlardan hareketle biz ahiret hayatını her gün en az bir kez tekrar ederek provasını yapmış oluyoruz. Bu bizim yirmi dört saat içinde yaşadığımız bir günlük hayatımızın bir parçasıdır. Demek ki biz ahireti her gün en az bir kez yaşıyoruz da farkında değiliz.
Buradan çıkarılacak başka bir ders şudur: Madem bizim her uyuduğumuzda tekrar uyanma garantimiz yoktur. Öyleyse her uykuyu, ‘ahirete açılan bir kapı olabilir’ ya da ‘bir daha bu dünyaya uyanmayabilirim’ kaygısıyla hareket edip her işimizi ve vazifemizi ertelemeden düzgün yaşamak zorundayız.
Alıntı
Hasan EKER
Allah ile mutmain olmak
Comments