NAMAZIN KAZASI OLUR MU?
- ibrahim celik
- 24 Nis
- 3 dakikada okunur
Verilen cevaplar ittifak halinde “evet namazları kaza edebilirsiniz” cevabıdır. Biz Müslüman olarak Kurân’ı Kerim’de buna ait herhangi bir ayet var mı diye sorgulamamız gerekir. Fetva veren kişinin kimliğinden, kurumundan ziyade biz bunu yapabiliyor muyuz? Yapabiliyorsak Kurân’ı Kerim’de bununla ilgili ayet var mı?
Namazları kaza edebilirsiniz şeklinde fetva verenler Kurân’ı Kerim’den bununla ilgili herhangi bir ayetin olmadığını söylüyorlar. O halde nasıl fetva veriyorlar.
Diyorlar ki: “Birtakım rivayetler var.” Siz hemen şöyle anlayacaksınız. Demek ki Muhammed a.s.’a birisi sordu: “Ben namazı kılmadığım zaman, daha sonra kılsam kaza olur mu? O da olur dedi. Hayır. Böyle rivayetler yok. Muhammed a.s. asla hayatı boyunca böyle bir şey söylemedi.
Veyahut şöyle düşünebilirsiniz. Muhammed a.s. bazen namazları kılmıyordu daha sonra da gidip vakti geçtikten sonra kılıyor, insanlarda bunu gördü ve o yapıyorsa bizde yaparız dediler. Böyle bir şey var mı? Asla böyle bir şeyde yok. O halde bunu söyleyenler rivayetlerden, hadislerden bunu nasıl çıkartmışlar? İşte asıl önemli olan bu.
Diyorlar ki: “Muhammed a.s.’ın hayatında namazı vakti dışında kıldığı uygulamalar var. Var mı? Evet var. İki tane uygulama var. Bunlar şunlar:
1. Rivayet: Bir sefer dönüşü bir ordu var. Bu ordunun başında Hz. Muhammed var. Gece yolculuk yapıyorlar. Medine’ye varmak için gece boyu yürüyorlar ve henüz sabah namazının vakti girmemiş. Hz. Muhammed’e biraz dinlensek diye taleplerini iletiyorlar. O da tamam diyerek kabul ediyor. Bilal’e de sen uyuma hatta sen nafile namaz kıl, kendini meşgul et, sabah namazının vakti girdiğinde de bizi uyandır. Bütün herkes uyuyor sonra Bilal’de uyuyor. Bir bakıyorlar ki güneş doğmuş. Hepsi kalkıyor birbirini uyandırıyor, biz nasıl uyuya kaldık diyorlar. Muhammed a.s. diyor ki: “Hemen sefer hazırlığına geçin devam ediyoruz.” Güneş epey yükseldikten sonra Muhammed a.s. tekrar orduyu durduruyor ve diyor ki: “Abdesti olmayan abdestini alsın.” Ve sanki sabah namazının vaktiymiş gibi onlara imamlık yapıp sabah namazını kıldırıyor. Namazı kılıyorlar, sonra toparlanıp yola çıkıyorlar. Bu defa kendi aralarında konuşmalar başlıyor. Niye böyle oldu, nasıl böyle oldu, yaptığımız uygun mu, güneş doğdu biz namaz kıldık. Bu sözler Muhammed a.s. kulağına kadar geliyor. Muhammed a.s. orduyu durduruyor ve diyor ki: “Bakın beni bir dinleyin. Yaptığınız şey ile alakalı konuşuyorsunuz. Bakın ne kadar önemli. Daha önce böyle bir şey yok. İlk kez böyle bir şey başlarına gelmiş ve yapılan işi kafalarına oturtamıyorlar.
Muhammed a.s. diyor ki: “Ben sizin için bir örnek değil miyim? Uyudu işte. Bir rivayete göre de şöyle diyor. “Ruhumuzu alan geri bırakmadı” diyor. Uykuda idik uyanamadık işte diyor. Ondan sonra da diyor ki: “Uyku ve unutma durumunda herhangi bir sorumluluk, mükellefiyet olmaz. Uyandık namazımızı kıldık. Asıl sıkıntılı olan, günah olan, sakıncalı olan aklına geldiği halde ya da uyandığı halde o namazı bir sonraki namazın vakti girmiş olmasına rağmen kılmayan kişidir, diyor. Ş
Şimdi bu rivayet vakti içerisinde mazereti olmadan (mazerette burada belli ya unutacaksınız ya da uyuya kalacaksınız) namazı kılmayan bir kişinin daha sonra bu namazı kılacağına delil olur mu?
2. Rivayet: Hendek savaşında Muhammed a.s. akşam namazını kıldırıyor. Namazı kıldırdıktan sonra diyor ki: “İçinizde bugün benim ikindi namazımı kıldığımı görün var mı? Diyor.” Gören çıkmıyor. O zaman ben büyük bir ihtimalle ikindi namazını unuttum diyor. Ve ikindi namazını kılıyor. Ne zaman? Akşam artık güneş batmış, akşam namazının vaktinde o namazı da kılıyor.
Bu iki rivayetten hareket ile delil aldıkları rivayetler bunlar. Bu iki rivayetten namazın kazaya bırakılacağını, kaza namazı olabileceğini nasıl çıkartıyorsunuz?
Diyorlar ki: “Kişi unutarak ya da uyuyarak bir namazı kılmasa ve daha sonra vaktinde kılsa ki rivayetler bunu gösteriyor, bu bile eğer namazını kılıyorsa daha sonra vakti dışında, bilerek bu namazı kılmayan evleviyetle bunları kaza etmek zorunda.
Yani bir kişi uyuyarak namazı kaçırmış daha sonra kılmış. Bu bile namazı kılıyorsa, uyku ve unutma namazı düşürmüyorsa, bilerek bunu namazı kazaya bırakan kişinin mutlaka kılması gerekir.
Siz hiç böyle bir muhakeme tarzı duydunuz mu? Buna da evleviyet kıyası diyorlar.
Diyorlar ki: Kişi hasta ya da yolcu olduğunda orucunu tutamıyor daha sonra tutabiliyor mu Evet.
Peki oruçta bir ibadet. Onunda bir vakti var. Vakti dışında bir ibadet daha sonra yapılıyorsa, oruç için bunu kabul ediyoruz da namaz için neden kabul etmeyelim. Ve namaz içinde kabul ediyorlar. Böyle bir muhakeme kıyas yapıyorlar.
Peki siz şimdi şunu soracaksınız: Hocam siz bize yıllarca şunu anlattınız. Bütün fukaha ibadet konularında kıyas yapılamayacağını söylüyorlar. Temel ilkeleri argümanları bu. Hem Türkçemize çevrilen Fıkıh Usulü Eserlere bakın hem de diğer klasik kaynaklara bakın. Diyorlar ki: “İbadetlerde kıyas olmaz.”
Ne demek ibadetlerde kıyas olmaz? İbadet konusunda sen içtihatta bulunamazsın. Neyse onu kabul edeceksin. İnsanın hayatıyla, ahiretiyle bu kadar yakından ilgili olan bir konu olan namaz konusu ile alakalı siz kıyas yapmışsınız.
Oysa Kurân’ı Kerim’e bakıldığında Muhammed a.s. önceki uygulamaları tamamen Kurân’a uygun uygulamalardır. Muhammed a.s. Kurân’dan hareketle böyle yapmıştır. Ve bu uyku ve unutma dışında, vakti dışında kılınmayan namazların kazasının olduğuna asla bir delil olamaz.
ALINTI: Dr. Fatih ORUM
Comments