Neleri yemeliyiz?
- ibrahim celik
- 5 Nis
- 2 dakikada okunur
(Enam 55-118)
فَكُلُوا مِمَّا ذُكِرَ اسْمُ اللّٰهِ عَلَيْهِ اِنْ كُنْتُمْ بِاٰيَاتِه۪ مُؤْمِن۪ينَ
Fekulû mimmâ żukira-smu(A)llâhi ‘aleyhi in kuntum bi-âyâtihi mu/minîn(e)
Eğer O’nun âyetlerine inanıyorsanız o zaman Allah’ın isminin üzerine zikredildiği şeylerden yiyin!
Bu çok genel bir ifade. Fakat bu ayeti kesilen şeylerde uygulanacağı meallerde vurgulanmış. Burada kesin ibaresi değil yiyin ibaresi geçmektedir. Şimdi burada Allah’ın ismini anarak yani “Bismillah” diyerek yemenin gerektiği ifade edilmektedir. Ne yiyorsanız Allah’ı hatırlayın, zikredin, o nimeti vereni hatırlayın denmektedir.
Dikkat edilirse ayette hayvanın boğazlanmasından değil, hazırlanmış bir yemeğin yenmesinden bahsediliyor. O yüzden konu farklı. Hitap müminleredir. Zira Allah’ın isminin anılarak kesilen hayvanlarda bu kümenin içinde yer almaktadır. Bu yüzden hayvanların yenmesine ait ifadede onu kapsamaktadır.
Peki müminler Allah’ın ismi anılarak kesilen hayvanlardan yemiyorlar mı ki böyle bir ifade geliyor? Ben bu soruyu sorsam siz ne dersiniz? Biz zaten böyle yapıyoruz, dersiniz.
Demek ki müminler böyle bir şey yapmıyorlar, çekinceler var, kafalarında soru işaretleri var veya ortamdan kaynaklı dayatmalar var. Müşriklerin baskıları var, tehditleri var ki böyle bir ayet iniyor. Bundan dolayı bu tarz konularda biraz geri adım attıklarını görebiliriz.
Peki müminler Allah’ın adı anılarak kesilen hayvanları neden yemiyor? Yahudilikte tavşan ve deve etinin yenmesi haramdır. Her tür böcek, sürüngen Tevrat ta vardır. Kemirgenler, balığa benzemeyen karides, kalamar, midye, istiridye, ahtapot, istakoz, yengeç gibi deniz canlılarının yenmesi de Yahudilikte haramdır. İslami bazı yorumlarda bunların mekruh olması Yahudilikten geçme bilgilerdir. Kurân’ı Kerimde net bir haram olmamasına rağmen Tevrat’ı okuyan müfessirler bunlarında mekruh olacağına dair görüşler beyan etmişlerdir.
Tevrat’a göre karada yaşayanlardan geviş getiren ve çift tırnaklı olan hayvanların yenmesi serbest, bu özelliği taşımayanlar ise yasaktır. Tavşan ve deve bunlardan istisna tutulmuştur.
Bu ayette sahte kutsallara adanan veya sahte kutsallıklar verilen putlara karşı, ilahlara karşı kesilen hayvanlardan değil, tam tersi Allah rızası için kesilen hayvanların yenmemesinden bahsediliyor. Oysa ki bir yemek iki temel şarta göre yenir, Kurân’ı Kerim de. Bu şartlar,
“Ey insanlar yeryüzünde tayyip, helal olan şeyleri yiyin.” (Bakara 168)
Aslında bu tek bir şartın iki ayrı unsuru gibi. Arada bir “ve” yok. Biri tayyip olması yani yediğiniz gıdanın hijyenik olması, sağlıklı olması, sağlığa aykırı olmaması, diğer şart da helal olmasıdır. Yani hırsızlık malı bir elmayı, bir gıdayı ne kadar hijyende olsa ne kadar temiz de olsa yemek haram olur. Yediğimiz gıdalarda bir maddi temizlik olacak, bir de manevi temizlik olacak. Bunlar bir tek unsurun iki farklı yönü.
Kurân’da yenmesi haram olan dört tane konu var. Bunlar Nahl suresi 115 ifade ediliyor hem de Enam suresinde okuyacağız.
“Allah size leşi, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanları haram kıldı.” (Nahl 115)
Bir etin ya da gıdanın putlara, şirke veya başka ilahlara isnadı söz konusu değildir. O gıdanın “bismillah” denilerek yenmesinde hiçbir beis yoktur.
Almanya’da bir kasap düşünelim. Adamın amacı putlara et sunmak değil. Adamın amacı şirke hizmet etsin diye kesmiyor. Adam onu insanlar et yesin, bunu satıp aileme para götüreyim niyetiyle kesiyorsa, artık orada şirk olmadığı için, bismillah diyerek o gıdayı tüketebilirsiniz.
Tayyib ve helal olması şartıyla, onu kimin kestiği, ne dediği, unuttu mu, unutmadı mı diye bir şart aranmıyor. İnsanların yurt dışında sokak sokak Müslüman kasap aramaları, helal sertifikalı gıda aramaları gibi bir şart yok ki.
İbrahim ÇELİK
Comments